Uzak Ada Yolcusu




90 yaşındaydı yaşlı adam.Bugüne kadar neler görmüştü, ne ülkeler, ne insanlar, ne ihtilaller...Ailede ilk televizyon onun evine girmişti, ilk araba, ilk yazlık ev...Ailenin ilk ve tek apartman sahibi, koca yürekli, zengin ve bir o kadar da cömert bir adamdı. 

Banka müdürleri kapının önünde karşılardı kendisini, yoldan geçen her iki kişiden biri onu tanır, selam verirdi.

Çok yardım etmişliği vardı fakir fukaraya, nerede yanlış yapmıştı da iflas etmişti Cevdet Usta.

Dile kolaydı, çocuk yaşta başlamıştı tamirciliğe, tırnaklarıyla kazanmıştı sahip olduğu her şeyi. Zenginden almış fakire vermişti, peki nerede hata yapmıştı?

Bunu düşüne düşüne unuttu kendini, arada torunlarının ismini unuttuğu olurdu da herkes yaşlılığa vururdu. Alzheimer olmuştu Cevdet Usta.Şimdi artık o en şaşalı, mutlu yıllarında yaşıyordu.

'Amerikan Başkanı Kennedy Ay'a ayak bastıklarını açıklamış. Koskoca Amerika sonunda yaptı yapacağını, Ay'a da çıktı adamlar' diyordu kendi kendine. İşte böyle, bugünden habersiz geçmişte yaşıyordu artık Cevdet Usta, bir çok alzheimer hastasının yaşadığı gibi...

65 yaş ve üstünün sokağa çıkmasının yasaklandığı pandemi günlerinde Cevdet Usta'ya kimse anlatamadı sokağa çıkmaması gerektiğini. Ne karısı ne de çocukları söz geçiremiyordu kendisine.

Yine bir gün karısını dinlememiş, atmıştı kendini sokağa. Biraz yürüyüp dönecekti. Evden biraz uzaklaşmıştı ki bir grup genç tarafından darp edildi. 'Siz yaşlılar yüzünden corona olacağız' diyen cahil gençler tarafından.

Evin yolunu bulamadı Cevdet Usta, başı kanıyordu çok da uzaklaşmamıştı gerçi ama evi ne taraftaydı? Yoldan geçenler yardım etmek istediler, adını sordular. Şaşırdı Cevdet Usta, onu herkes tanırdı, bu yaşadıkları da neydi, anlayamıyordu.
Mahalleden tanıyanlar haber verdi ailesine. Hemen hastaneye götürdüler. Tehlikeli bir durumu yoktu eski toprağın.Evde istirahat verdiler.

Orson Welles'in şarkısı çalıyordu radyoda ''I know what it is to be young but you don't know what it is to be old'', ''Ben genç olmanın ne olduğunu biliyorum ama sen yaşlı olmanın ne olduğunu bilmiyorsun'' diyordu yani özetle sen giderken ben dönüyordum!

Cevdet Usta hikayesi sadece bir örnek, daha niceleri var. Düşünceler duyguları, duygular davranışları oluştururken, duygularını kontrol edemeyen insanlığın düzelmesini bekliyorduk. Halbuki kontrol edebilmek için önce nasıl çalıştığını bilmek gerekiyordu!

Bu yaşadığımız inziva şimdiye kadar hissettiğin tüm duyguları tanımlaman ve en derine inip onu o karanlıktan çıkarıp atman için güzel bir fırsat belkide.

Karantina döneminde tatile çıkamadığın için üzülme. Bildiğim çok güzel bir ada var. Nerede mi? Sana çok uzak ama bir o kadar yakın bir yerde. Bir kez o yola girdin mi, dönüşü olmayan bir yolda. Senin içinde....
Sen kimsin, bu yaşadıkların, hissettiklerinde ne? 
İçinde çıkacağın bu yolculuktan keyif alman dileğimle, iyi yolculuklar....




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bardağın yarısı senin yüzünden boş!

'Kusur arıyorsan tüm aynalar senin'